5 Temmuz 2007 Perşembe

1996 ÖSS Soruları -3

34 )
Konuşurken düşüncemizi daha iyi anlata-
madığımızı varsayalım . Geri alamazsınız onu . Dinleyene gitmiştir bir kez . Yeni cüm-
leniz ister istemez öncekinin yetersizliğini kapatma kaygısı taşıyacaktır . Öte yandan siz ne kadar açıklamaya çalışırsanız çalışın dinleyiciler , kendilerine uygun düşen , kendi özlemlerini karşılayan yorumu benimseyecek , öyle algılayacaklardır .

Bu parçada vurgulanmak istenen , aşa-
ğıdakilerden hangisidir ?

A) Dinleyicilerin , söylenenleri , istedikleri
doğrultuda anladıkları .
B) Dinleyicilerin , konuşmayı , eleştirel bir
değerlendirmeden geçirdikleri .
C) Söylenen bir düşünceyi değiştirmenin
gereksizliği .
D) Dinleyicilerin düzeyini göz önünde bu-
lundurarak konuşmak gerektiği .
E) Düşünceleri açıklamada , konuşma ye-
rine yazmayı seçmenin doğru olduğu .








35 )
Ben dünyanın neresinde bulunuyorsam ora-
ya , oranın insanına , coğrafyasına , tarihi-
ne , doğasına bakmadan , orayı yazmadan yapamam . Bana göre dünya , kısacası her şey yazmak için vardır . Kimi zaman yalnız doğadır , tarihtir gördüğüm , kimi zamansa salt insan yaşamı ... Dünyayı böyle algılarken kendimi zorlamam , ilgi alanım beni nereye sürüklerse o yöne giderim .

Bu sözleriyle sanatçı hangi özelliğini vurgulamak istemiştir ?

A) Tarihe ve coğrafyaya özel bir önem ver-
me .
B) İlginç konular bulmaya çalışma .
C) İnsanların yaşamına ilgi duyma .
D) Genellikle doğadan kopmama .
E) Yaşadığı ortamı yazıya dönüştürme .


36 )
Tarihin belli bir dönemi yansıtmak isteyen romancı , bu konuda kendini özgür sayabi-
lir . Ancak , amacı kendini ustaca gizleyen bir gülmece romanı yazmak değilse , yo-
rum gerektirmeyecek ölçüde kesin veriler-
den yararlanmalıdır . Bu verileri çarpıtmak-
tan , örneğin kronolijiyi tersine çevirmekten
özenle kaçınmak zorundadır . Bilerek ya da bilmeyerek bu zorunluğa yan çizmek , bir bakıma bindiği dalı kesmekten başka bir şey değildir .

Bu parçaya göre romanda aşağıdakiler-
den hangisi “ bindiği dalı kesmek “ anla-
mına gelmektedir ?

A) Gülmece öğesini ön plana çıkarmak .
B) Yorum gerektirmeyecek tarihi olaylara
yer vermek .
C) Herkesin bildiği kimi gerçekleri değişti-
rerek aktarmak .
D) Yorumunda herkesin birleştiği tarihi
olayları değişik açıdan ele almak .
E) Tarihi olayları yorumlamaktan kaçın-
mak .






37 )
Ormanda , ovada otlayan ata , üveyiğin uçuşuna bakıyorum . Sessizliği dinliyorum . Bunların bir dil olduğunu söylüyorum kendi kendime . ..Anlayamadığımız , daha doğru-
su anlamak için yeterince zaman ayırama-
dığımız bir dil ... Çoğu kez bu dili kullanmı-
yoruz , doğaya dışarıdan bakıyor , onu bi-
lim yoluyla yeniden bulmaya çalışıyoruz .
Oysa bu kopukluk ancak şiirle , doğayı içten tanıtan , ondaki güzellikleri sezmemizi
sağlayan şiirlerle giderilebilir .

Bu parçada vurgulanmak istenen , aşa-
ğıdakilerden hangisidir ?

A) Günlük yaşamın insanı doğadan uzak-
laştırdığı .
B) Doğadaki varlıklarla mutlu olunabilece-
ği .
C) Doğadaki her varlıktan bir şeyler öğre-
nilebileceği .
D) İnsanın , doğadan uzaklaşmasının sa-
nat aracılığıyla önlenebileceği .
E) Doğanın bilim yoluyla anlaşılabileceği .



38 )
Geçen yetmiş yılda ne yaptım ? Yetmiş sekiz kitap yazdım . Şimdi size bir itirafta bulunayım . Her biri beş on baskı yapmış olan bunca kitap bana , sanki yazacağım kitabın taslağı gibi gelmiştir . Yetmiş sekiz kitapta hep ileride , şimdiden kestiremediğim bir zamanda , yazacağım o kitabın taslağını yaptım . Kim bilir , belki de hep taslağı yapacağım . Yaşamım belki de bu taslaklar arasında , istediğim kitabı yazamadan geçip gidecek .

Bu parçada anlatılmak istenen , aşağıda-
kilerden hangisidir ?

A) Her yapıtın kendine özgü bir taslağının
bulunduğu .
B) Yapıtlar için taslak hazırlamanın zaman
yitimine yol açtığı .
C) Sanatçının , daha yetkin ürünler ortaya
koyma çabası içinde olduğu .
D) Bir yapıtın güzelliğinin ve kalıcılığının
onun işlenişine bağlı olduğu .
E) Yazma ve yaratma gücünü , ortaya ko-
nan yapıtların sayısının belirlediği .






39 )
Şiirimizde Birinci Yeni akımı da İkinci Yeni akımı da kalıcı olamazdı . Nitekim olamadı da . Bir kere Birinci Yeni bize uzaktı . İkinci Yeni ise bir modaydı ; konup göçtü . Göç-
mek zorundaydı , çünkü bizimle hiçbir bağı yoktu . Edebiyatımızın bir uzaması , aşaması değildi . Fransız şiirine özenip Fransız şairlerini taklit ederek köksüz bir şiir çıkardılar ortaya . Her iki akımın günümüzde ayakta kalan temsilcileri ise şi-
irlerini geliştirip başka şiire yöneldikleri için unutulmadılar .

Bu parçada , sözü edilen akımlara bağlı sanatçılar niçin eleştirilmektedir ?

A) Kendilerinden sonra gelenlere önderlik
etmedikleri için .
B) Yapıtlarında edebiyatımızın temel kural-
larına uymadıkları için .
C) Unutulmama amacıyla başka tür şiirlere
yöneldikleri için .
D) Şiirlerini günün akımlarına uygun bir
çizgide oluşturdukları için .
E) Yabancı şiirleri örnek aldıkları ve kendi
edebiyatımızdan koptukları için .

40 )
Ne mahallenin ne de komşuların dedikodu-
ları kapımızdan içeri girerdi . Babamın da dışarıdan içeriye , aileyi ilgilendirmeyen bir olay getirdiğini hiç hatırlamıyorum . Olduk-
ça durgun bir yaşantımız vardı . Ancak , ak-
rabalarımızdan birinin bize yatılı konuk gelmesi ya da büyük ağabeyimin yatılı okuldan eve dönmesi , evimizdeki durgun-
luğu kıran bir bayram havası estirirdi . Böy-
le günlerde yatma saati gecikir , gece yarısına kadar oturulurdu .

Bu parçada yazar , ailesiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinmemiş-
tir ?

A) Başkalarının yaşamlarından ve ilişkile-
rinden evde söz edilmediğine .
B) Sorunları ortaklaşa çözmeye çalıştık-
larına .
C) Evlerine , yakınlarının birkaç günlüğüne
gelmesinden mutlu olduklarına .
D) Sessiz sedasız bir yaşam sürdüklerine .
E) Kimi geceler , geç saatlere kadar yat-
madıklarına .

41 )
Her okur kuşağı kendi ilgisinin , duyarlılığı-
nın ulaşabildiği yere kadar izliyor şiiri ; on-
dan sonrasını yok sayıyor . İnsana , dünyaya , toplumsal olgulara bakış değişir-
ken şiirin de değişebileceği düşünülmüyor .
Bu yüzden onlar , hangi dönemde kaldılar-
sa o dönemdeki gibi şiir yazılmasını istiyor-
lar . Yeni şiiri , anlama , eleştirel bir süz-
geçten geçirme çabası göstermeden “ An-
lamıyorum “ diyerek reddeden böylesi okur-
lara verilecek yanıt şu olabilir . “ Bugün öyle şiir yazılmıyor . “

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir ?

A) Şiir anlayışının kuşaktan kuşağa değiş-
tiğine .
B) Eski kuşağın yeni şiiri anlamak için ça-
ba göstermediğine .
C) Şiiri anlamada alışkanlıkların bir etkisi
olmadığına .
D) Şiirdeki değişmenin doğal karşılanması
gerektiğine .
E) Eski kuşağın yeni şiir konusunda önyar-
gılı olduğuna .






42 )
Kitaplarımın hemen her yeni basımında değişiklikler yaparım . Kimi öykülerimi ata-
rım kitaplarımdan . Kimilerinin bazı yerlerini de yeniden yazarım . Bu işler de ister iste-
mez çok zamanımı alıyor . Düzeltmeye za-
man bulamadığım için on on beş yıldır yeni
basımlarını yapamadığım kitaplarım var .
Son yıllarda az sayıda kitap yayınlamamın
bir nedeni de bu .

Bu parçada sözü edilen sanatçı ve kitap-
larıyla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan
hangisinin cevabı yoktur ?

A) Yeni baskıları olmayan kitaplarınız , dü-
zeltilemeyecek durumda olurlar mı ?
B) Kitaplarınızın her baskısının bir önceki
baskısından farklı olduğu doğru mu ?
C) Kitaplarınızdan tümüyle çıkardığınız
bölümler , öyküler oluyor mu ?
D) Yeniden ele alamadığınız için yeni bas-
kıları yapılamayan kitaplarınız var mı ?
E) Kitaplarınızda yaptığınız değişiklikleri
kısa sürede tamamlayabiliryor musu-
nuz ?

43 )
Mektup bizde genellikle yaygın olmayan bir tür . Otobiyografi de öyle . Oysa bu tür ya-
pıtlar , yani mektuplar , otobiyografiler bir yazarı tanımada , onun yapıtlarının özelliği-
ni , inceliğini ve güzelliğini görmede , iç dünyasını öğrenmede bulunmaz kaynaklar-
dır . Nitekim Batı edebiyatında bu tür yapıtlar , özellikle de mektuplar oldukça yaygın .

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir ?

A) Edebiyatımızda mektup ve otobiyografi
türünde ortaya konan ürünlerin sayıca
birbirine yakın olduğuna .
B) Mektuplarla otobiyografiler arasında iş-
levsel bir ortaklığın olduğuna .
C) Mektuplarla otobiyografilerin bir yazarı
tanımada güvenilir belgeler olduğuna .
D) Mektup ve otobiyografi gibi türlerin
oluşturuldukları dönemden izler taşıdı-
ğına .
E) Mektup türünde oluşturulan yapıtların
bizim edebiyatımızda çok az olduğuna .







44 )
Gerçek bir eleştirmen , herhangi bir etki al-
tında kalmadan eleştirisini yazar . Hiçbir za-
man art niyetle davranmaz . Bugün övdü-
ğünü yarın yermeye kalkmaz . Eleştirdiği sanatçının kişiliğini hedef almaktan özellik-
le kaçınır ve onun sanatını aşağılamaz . E-
leştirdiği yapıtı tutarlı , nesnel , bilimsel ve-
rilere dayanarak yargılar .

Bu parçada bir eleştirmende bulunması gereken nitelikler arasında aşağıdakiler-
den hangisine yer verilmemiştir ?

A) Yansız davranma
B) Yapıta bağlı kalma
C) Belirli ölçüler kullanma
D) Çelişkiye düşmekten kaçınma
E) Sanatçıya yol gösterme

45 )
Belli bir dönemin romanını yazmak , ger-
çekten çok güçtür . Bu güçlük , dönemi yansıtacak olay , durum , kişi gibi öğelerin durmuş oturmuş olmamasından kaynakla-
nır . Bunun gerçekleşmesi için , yaşanılanların üzerinden uzunca bir süre geçmesi gerekir . Yaşanılanlar bu süre içerisinde durulup tortulanmalı ki yazar onlara soğukkkanlı bir yaklaşımla bakabil-
sin . Bu olmazsa yazar , yazdığı şeyin içinde yer alamaz , yazdıklarını inandırıcı kılamaz . Daha doğrusu nesnel olarak yar-
gılayıp değerlendiremez . Bunun doğal bir sonucu olarak da nesnel bir tutumla yazamaz .

Bu parçaya göre , aşağıdakilerden han-
gisi belli bir dönemin romanını yazmak için gerekli koşullardan biri değildir ?

A) Yazarın olaylara bakışının yansız olma-
sı .
B) Olayların , sıcağı sıcağına anlatılmasın-
dan kaçınılması .
C) Kahramanların kişiliklerinin olay içeri-
sinde verilmesi .
D) Anlatılacakların iyice değerlendirilip
özümsenmesi .
E) Anlatılanların okur üzerinde gerçeklik
duygusu uyandırması .

1996 ÖSS Soruları -2

13 )
( I ) Onun şiirinin temelini halk türkülerin-
den alınan öğeler oluşturur . ( II ) Şiirinde
bu öğeler öne çıkar ve lirik bir söyleyişe ulaştırır şairi . ( III ) Fakat lirizm onun şiirinde bir güz güneşi gibidir . ( IV ) Kimi zaman gökyüzü pırıl pırıldır , güneş şiirin sırtını ısıtır . ( V ) Kimi kez de gökyüzü bulutlanır ; sözcükleri duygusal değerlerin-
den soyan , kuru , bilgilendirmeye yönelik söyleyiş öne çıkar . ( VI ) Bu söyleyiş son şiirlerinde kendini belli eder daha çok .

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “ öğretici “ şiire olumsuz bir bakış sezilmektedir ?

A) II B) III C) IV D) V E) VI














14 )
I - “ Gülerken düşündürme “ onun , öykü ,
roman ve oyunlarının çıkış noktasını
oluşturan belirgin bir öğedir .
II - Kullandığı teknik , anlatım biçimi ve te-
ma zenginliğiyle son oyununda yeni bir
gülmece türünü örneklendiriyor .
III - Daha iyi bir duruma kavuşma isteği ,
kendi halinden memnun olmama söz
konusu olsa bile başkalarına zarar ver-
mekten kaçınma , yapıtlarındaki karak-
terlerin belirgin özelliğidir .
IV - Sanatçı , eleştirel bakışı , duyarlı göz-
lemciliğiyle son derece önemsiz görü-
nen bir olayı bu yapıtına çıkış noktası
olarak seçmiştir .

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde , sanatçının bütün eserlerin
de ortak olan noktalardan söz edilmiş-
tir ?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV D) III ve IV


15 )
Aşağıdaki cümlelerden hangisi , kanıtla-
nabilirlik açısından ötekilerden farklı bir
nitelik taşımaktadır ?

A) Bu sanatçının resmileri , duygu ve dü-
şünceyi görselliğe dönüştüren tutarlı bir
üslubun ürünüdür .
B) Sanatçı kendine özgü çağdaşlık anlayı-
şını ve eleştirel tavrını bu dizide de sür-
dürüyor .
C) Sanatçı , bu resimlerinde gerçekleri de-
ğişik yorum ve çağrışımlara açık biçim-
de vurguluyor .
D) Sanatçının son resimleri insanı etkile-
yen ve duygulandıran bir anlatımla , in-
ceden inceye işlenmiştir .
E) Sanatçının sarı yeşil renkleri ağırlıklı
olarak kullandığı kırsal kesim resimle-
rinde , çalışan köylüler görülüyor .

16 )
Bir gün Fransızların ünlü heykeltraşı Ro-
din ‘ e : “ Bir heykeli nasıl yapıyorsunuz ?”
diye sorarlar . O da tek cümleyle şu cevabı verir : “ Taşın fazlasını atıyorum , geriye heykel kalıyor . “

Rodin ‘ in heykel yapmasıyla ilgili olarak söylediği bu sözüyle , yazılı anlatıma ilişkin aşağıdaki yargılardan hangisi ara-
sında bir paralellik vardır ?

A) Yerinde verilen örnekler , yazarları uzun
uzun açıklama yapmaktan kurtarır .
B) İletilmek istenen düşünceye uygun bir
anlatım biçimi seçme , başarının ana
koşuludur .
C) Yazma ustalığı , sözcüklerin tüm anla-
tım boyutlarını tanımayı gerektirir .
D) Yazılı anlatımda güzellik , anlatımı ge-
reksiz sözcüklerden arındırma ve ya-
lınlaştırmayla sağlanır .
E) Bir yazarın kalıcı olmasını sağlayan
temel nitelik , onun dil ve anlatım özelli-
ğidir .

17 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasına
sözcük ya da sözcükler girmiş bir isim
tamlaması vardır ?
A) O kırmızı gülleri kimin için aldığını söy-
lemedin .
B) Öğrenciler , fen derslerinin boş geçme-
sinden yakınıyorlar .
C) Ankara’nın adını yeni duyduğum semt-
leri var .
D) Yeni defterini bu kağıtla kaplamalısın .
E) Türkçe kitabını yarın okula getirirsen
iyi olur .
18 )
Eşyalar yerleştirilince, otobüse yolcular da bindi . Şoför , beklemeksizin kontağı açtı . O sırada otobüs yazıhanesinden biri fırladı .
Otobüse koşuyordu , soluk soluğa yetişti .
Önünümzdeki tek boş yere oturdu . Çevre-
sindekileri selamladı . Otobüsteki herkesi tanıyordu anlaşılan .

Bu parçada bileşik zamanlı kaç fiil var-
dır ?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

19 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır ?
A) İçeriye orta yaşlı bir kişi girdi .
B) İnsana tepeden bakan itici biriydi .
C) Gözü eski , cumbalı evleri arıyordu .
D) O yıllarda çift düğmeli , dar yakalı ce-
ketler modaydı .
E) Her gün aynı yorgun , asık yüzleri gör-
mekten bıkıp usanmıştı .

20 )
Ülkenin günlük siyasal olaylarını ve toplum-
sal bozukluklarını eleştirel bir yaklaşımla ve
etkileyici bir biçimde yansıtır .

Bu cümlenin öğeleri aşağıdakilerin han-
gisinde sırasıyla verilmiştir ?
A) Özne - Nesne - Yüklem
B) Nesne- Dolaylı Tümleç - Yüklem
C) Özne - Dolaylı Tümleç - Yüklem
D) Nesne - Zarf Tümleci - Yüklem
E) Özne - Zarf Tümleci - Yüklem

21 )
İçeriye ellerinde kameralarıyla genç , ka-
dınlı erkekli bir grup gazeteci girdi .

Bu cümleyle aşağıdaki cümlelerden han-
gisi arasında öğelerinin sırlanışı yönün-
den bir benzerlik vardır ?
A) Konferansa katılan konuşmacı , ağır
adımlarla kürsüye doğrı ilerledi , tane
tane anlatmaya başladı .
B) Konferans salonuna alınan velilere ,
okul müdürü az ama öz konuşarak so-
runları açıkladı .
C) Deniz kıyısında toplananlar , büyük bir
hayranlıkla güneşin batışını izliyordu .
D) Derenin kuzeye bakan tarafındaki ağaç-
ların altı serin , diplerindeki otlar dipdi-
riydi .
E) Düzenlenen seminere , kullanacakları
aletlerle birlikte , işe yeni başlayan arka-
daşlarımız katılacak .

22 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır ?

A) İşini çok iyi bilirdi ; ama yine de bana
danışmadan hiçbir şey yapmazdı .
B) Bunca yıl çalıştıktan sonra öğretmenliği
bırakmak hiç te kolay değildi .
C) Onunla haftada bir gün buluşup sine-
maya ya da tiyatroya giderdik .
D) Çocuğunun bir sıkıntısı olduğunu sezdi
mi onu konuşturmaya çalışır , rahatlatır-
dı .
E) Anladım ki onun her istediğini yapmak
doğru değilmiş .







23 )
Sağlıklı yaşam koşullarından habersiz olan kişilerin çoğu ( I ) sabah ( II ) öğle ve akşam yemeklerinde midelerini tıka basa dolduruyor . Jimnastik de yapmadıkları için ( III ) bu insanların tüm organları yağ bağlıyor . Dengesiz beslenen bu kişiler her gün yürüyüş yapmalı ( IV ) sebze ve meyve ağırlıklı ( V ) kolay sindirilen yemekler yemelidir .

Bu parçadaki numaralı yerlerden hangi-
sine noktalı virgül ( ; ) konulması uygun olur ?

A) I B) II C) III D) IV E) V







24 )
Bugün yetmiş yaşımdayım ( I ) Yaptıklarım-
dan pek çok pişmanlık duyuyorum ( II ) Öy-
le çok yanlış yaptım ki ( III ) Her şeyden önce en değerli varlığım olan zamanımı is-
tediğimce ve iyi bir biçimde kullanamadım .
( IV ) Halbuki şimdikinden en az iki kat daha verimli olabilirdim ( V )

Bu parçadaki numaralı yerlerden hangi-
sine üç nokta ( ... ) konulması uygun olur ?

A) I B) II C) III D) IV E) V


25 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır ?
A) Şiirlerinde bol bol abartılmış sözcükler
seçmesi yüzünden hitabet havası taşı-
maktadır .
B) Günümüzde dergiler ve gazeteler , de-
neme türünün gelişip yaygınlaşmasına
uygun bir ortam hazırlamaktadır .
C) Osmanlı İmparatorluğunda Lale Devri’
nde çeviri çalışmaları yapıldığı bilini-
yor .
D) Bence edebiyat eleştirisinin edebiyat
incelemesiyle bir arada , iç içe düşü-
nülmesi gerekir .
E) Sanatın başlıca amacının güzellik ol-
duğunu savunan yazarın , bu konuda
söylediklerine bir göz atalım .



26 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir an-
latım bozukluğu vardır ?

A) Bu işi onun başaracağını sanıyorum .
B) Yapılanları doğru bulmadığıma inanıyo-
rum .
C) Alınan kararları sana da bildiriyorum .
D) Yaptıklarımın yeterli olmadığını anlat-
maya çalışıyorum .
E) Kamuoyunun bu konuda aydınlatılması
gerektiğini düşünüyorum .



27 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anla-
tım bozukluğu , cümlenin uygun bir yerine “ ona “ sözcüğü getirilerek gideri-
lebilir ?

A) Elbiseler dolaplara özenle yerleştirilir ,
güve yemesin diye elbise aralarına naf-
talin konurdu .
B) Çocuk bir yandan yaralı kuşa korkuyla
bakıyor , bir yandan da onu sevmek is-
tiyordu .
C) Annesi çocuğun aç olmadığını biliyor ;
ama yine de pastadan yemesini istiyor-
du .
D) Ali , arkadaşı Mustafa ‘ yı hem çok se-
viyor , hem de kimi davranışlarından do-
layı kızıyordu .
E) Otobüsler buraya gelince duruyor , bek-
leyen yolcular bindikten sonra yeniden
yola koyuluyordu .


28 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ aşağı
yukarı “ sözü gereksizdir ?

A) Bu iş yerinde aşağı yukarı üç dört yıldan
beri çalışıyorum .
B) Aşağı yukarı beş yıl önce yine böyle
şiddetli bir kış yaşamıştık .
C) Buralarda ekinler , aşağı yukarı biçile-
cek duruma geldi .
D) Şubat ayı sonunda bu ağaçların aşağı
yukarı hepsi çiçek açar .
E) O gün sınıfın aşağı yukarı yarısı tören
alanında toplanmıştı .

29 )
Elbette onunla birlikte gelmiş olabilirler .

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir ?

A) Öğe eksikliği
B) Özne yüklem uyuşmazlığı
C) Öznenin belirtilmemiş olması
D) Aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte
kullanılması
E) Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kul-
lanılması .

30 )
Bu konuda gençleri azımsamak doğru de-
ğildir .

Bu cünmledeki anlatım bozukluğunun
nedeni aşağıdakilerden hangisidir ?
A) Gereksiz sözcük kullanılması
B) Bir sözcüğün anlam bakımından yanlış
kullanılması
C) Tamlamanın yanlış yapılması
D) Ekeylemin yanlış kullanılması
E) Yüklemine göre olumsuz cümle olması .

31 )
( I ) Otuz yaşıma kadar durmadan yazdım ;
ama amatörlük döneminin bu ürünleri ya-
yımlanmadı . ( II ) Gerçek anlamda yazarlığa otuzumda başladım . ( III ) İlk ki-
tabım da ancak kırk yaşımda piyasaya çı-
kabildi . ( IV ) Önceleri , salt ele alınan konunun önemli olduğunu düşünüyordum ; sonra konu kadar işlenişinin de önemli olduğunu anladım . ( V ) Onun yayımlanı-
şından sonra da sanat görüşümde bir değişiklik olmadı . ( V ) Çünkü yazarlığa başladığımda düşünsel kişiliğim oluşmuştu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmakta-
dır ?
A) II B) III C) IV D) V E) VI


32 )
Yıllardır kentlerde yaşıyorum . Kentlerde öğretmenlik yaptım; gençlerle yakın ilişkile-
rim oldu . Bunlar bir ölçüde yazdıklarıma yansıyor . Son öykülerimde ise kentten çok , gençlerle ilgili konuları ele aldım . Aslında ben , köy kent ayrımı yapmıyorum . Çünkü bir yazar , hakkında bilgi sahibi olduğu , daha doğrusu etkilendiği her çevreyi yaz-
malıdır .

Bu parçanın bütününde yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi anlatıl-
maktadır ?

A) Kent yaşamını ne zamandan beri tanı-
dığı .
B) Gençlik sorunlarına ilgi duyduğu .
C) Gençlerle iç içe yaşamanın gerekliliği-
ne inandığı .
D) Konularını hangi kaynaklardan seçtiği .
E) Öğretmenlikle yazarlığı birlikte yürüttü-
ğü .









33 )
Bir yazarın günlük tutmasının çeşitli yönler-
den yararları vardır . Çünkü günlük , bir tür olarak edebiyatın bir parçası olduğu kadar ,
yazarın kendi yapıtlarını düşünürken , ya-
zarken aldığı notlardır da . Eleştirmenler , günlüğüne bakarak , bir yazarın kişiliğini ya
da yazarlık niteliğini anlayabilirler . Bir ya-
zarın sanat anlayışını , sanatçı tutumunu çözümlemekte , yararlı ipuçları verir gün-
lükler .

Bu parçada günlüklerle ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir ?

A) Yapıt yazılmadan önce alınan notlardan
oluştuğu .
B) Yazarların anlaşılması ve değerlendiril-
mesi açısından önem taşıdığı .
C) Yazarların eğilimlerini, özlemlerini yan-
sıtması gerektiği .
D) Alanı ne olursa olsun , her sanatçının
tutmasının zorunlu olduğu .
E) Yapıtların oluşturlmasına kaynaklık et-
tiği .

1996 ÖSS Soruları

1 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük , cümleye “ Aşırı bir biçimde “ anla-
mı katmaktadır ?

A) O ehliyetini daima yanında taşır .
B) Onun böylesine ağır konuştuğunu ilk kez
duyuyordum .
C) Burada çalışmalarınla ilgili bolca kaynak
bulabilirsin .
D) Haftada bir yayımlanan bu dergiyi sürekli
almak istiyorum .
E) Yanına birkaç parça giysi alıp hemen yola
çıktı .

2 )
Sanatçı , yeni resimlerinde soyut ile somut
öğeleri yan yana , iç içe , biçim ve renk kar-
şıtlıklarıyla kullanarak , izleyiciyi etkileyen bir
anlatıma ulaşıyor .

Bu cümlede geçen “ İzleyiciyi etkilemek “
sözüyle anlatılmak istenen , aşağıdakiler-
den hangisidir ?

A) Zıtlıkları göstermek
B) Kendini yenilemek
C) Dikkatini çekmek
D) Farklı teknikleri denemek
E) Alışılmışın dışına çıkmak

3 )
Deneme yazmanın temel koşulu sayılan başka
türlü düşünme , genellikle yazarların olgunluk
çağına özgü bir niteliktir .

Bu cümlede geçen “ başka türlü düşünme “
sözüyle anlatılmak istenen , aşağıdakiler-
den hangisidir ?

A) Kitlelerin isteklerine yanıt verebilme .
B) Üstün nitelikli olduğunu yorumlarıyla kanıt-
lama .
C) Yeni bilgiler edinip kendini geliştirme .
D) Olayların ilgi çekici yönlerini görebilme .
E) Sıradanlıktan kurtulup özgün olabilme .

4 )
Onun , çağının sorumluluğunu üstlenme , tanı-
ğı olma gibi , aydın sanatçıya özgü tutum ve
davranışları yazın , düşün ve kültür coğrafya-
mızda bir meşale gibi ışıyacaktır .

Bu cümlede geçen “ bir meşale gibi ışıya-
caktır . “ sözünün yerine aşağıdakilerden
hangisi getirilirse cümlenin anlamı değiş-
mez ?

A) yol gösterici , aydınlatıcı olacaktır .
B) kuşaktan kuşağa geçecektir .
C) gelecek kuşaklarca da hatırlanacaktır .
D) çarpıklıkların , bozuklukların düzeltilmesi-
ni sağlayacaktır .
E) yaşananları gözler önüne serecektir .

5 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kullanılmamış bir deyim vardır ?

A) Kadın , durmadan ağlıyor , bir yandan da :
“ İçim yanıyor dostlar ! “ diye bağırıyordu.
B) Olay yerinde , herkes telaş içindeyken o
kılını bile kıprdatmıyordu .
C) Odacı Halil Efendi , yeni müdür için : “ Ca-
nı tez birine benziyor . “ dedi .
D) Ev sahibi , konuklarına bakıp : “ Bu ne şık-
lık böyle ! “ deyince Ayşe üstüne alındı .
E) Görüşüne başvurduğum herkes , onun sö-
zünün eri bir kişi olduğunu söylüyordu .

6 )
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “ ya-
kınma “ söz konusudur ?

A) Dergiye girecek yazıların başka bir yerde
yayımlanmamış ve özgün olması gerekir .
B) Konudan konuya atlayan , başlığıyla içeriği
birbirine uymayan yazılar bizi çok yormak-
tadır .
C) İsteklerimizden birisi de gönderilen yazıla-
rın , yazı makinesiyle çift aralıklı olarak
yazılmasıdır .
D) Alt alta dizilmiş cümlelerin şiir sayılmaya-
cağı herkesçe bilinen bir gerçektir .
E) Daha güzel , daha nitelikli bir dergi çıkara-
bilmek için okurla işbirliği şarttır .

7 )
( I ) Yapıtını gece boyunca okuyup yuttuk-
tan sonra , vakit geçirmeme olanak yoktu .
( II ) Düşüncelerimi belirtmek için hemen yazmaya koyuldum . ( III ) Öncelikle şunu söyleyeyim : ( IV ) Bugünkü edebiyatta bu güçte bir yapıtla karşılaşmadım . ( V ) Gü-
nümüzün yazarları arasında hiç kimse , ne ben ne de bir başkası , böyle bir şey yazmayı başaramadı .

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde “ karşılaştırma “ söz konu-
sudur ?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V





8 )
( I ) Bu balerinimiz senelerce yılmadan çalıştı . ( II ) Bir dönemde kimlik arayışları içine girdi . ( III ) Her çalışmasında yeni bir şeyler ortaya koydu . ( IV ) Müzik seçiminde de hiçbir zaman kolaya kaçma-
dı . ( V ) Giderek çağdaş ve evrensel bir çizgiye ulaştığını son çalışmalarıyla kanıt-
ladı .

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “ beğenme “ söz konusu de-
ğildir ?

A) I B) II C) III D) IV E) V





9 )
( I ) Bu kitabın dört bölümü , aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş . ( II ) Dör-
dü de ayrı ayrı temaları işliyor . ( III ) Bu te-
malar ; Osmanlı - Türk müziğinin öğretimi ,
icra üslubu , makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma yöntemleri ... ( IV ) Yeni Türk müziğinin belirleyici özellikleri ... ( V ) Bütün bunlarla , geleneksel Osmanlı - Türk müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuluyor ve onun belirgin nitelikleri ortaya konuyor .

Yukarıdaki numaralamış cümlelerden hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir ?

A) I B) II C) III D) IV E) V

10 )
Karşılaştığımız kişilerin ya da durumların iyi yanlarını belirtmekten çok , kötü yanlarını görüp dile getirmeyi yeğleriz .

Bu cümlenin anlamına en yakın yargı , aşağıdakilerden hangisidir ?
A) Güzelliği ve çirkinliği değerlendiriken
aşırılığa kaçarız .
B) Her şeyin en iyisini bildiğimizi düşünü-
rüz .
C) Beğenmek yerine , kusur bulmaya eği-
limliyiz .
D) Başkalarının kusurlarını daha kolay gö-
rürüz .
E) Başkalarını değerlendirmekte güçlük
çekeriz .

11 )
Çağdan çağa yargılar değişiyor ; bir süre gölgede kalan , yanlış anlaşılan bir yazar , gün geliyor bir edebiyat hazinesi gibi insan-
lığı etkiliyor .

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır ?
A) İnsanlığı etkileyen yazarlar , genellikle
kendilerinden sonraki dönemlerde anla-
şılmışlardır .
B) Okur , sanatçıyı anlamak için gerçekten
çaba harcarsa , onun hakkındaki görüş-
leri tümüyle değişebilir .
C) Bir yazar hakkında , değişmeyen yargı-
lara varılması , onun , çağının gerekle-
rine uygun yapıtlar vermesine bağlıdır .
D) Kimi edebiyatçılar okurun düzeyine ine-
mediklerinden yanlış anlaşılıyor ve in-
sanlığa yol gösteremiyorlar .
E) Sanatçılar hakkında zaman içinde farklı
değerlendirmeler yapılması , insanların
yaşamın akışı içinde düşünsel yönden
değişmesinin koşuludur .

12 )
( I ) Türk ulusu Batı’ya hiç benzemeyen bir topluluktur . ( II ) Anadolu insanının tarihi, Batılıların tarihlerinin geçtiği aşamalardan geçmemiştir . ( III ) Bu nedenle insanlarımı-
zın olaylar karşısındaki davranışları , iç dünyalarını açığa vuruşlar ıBatı insanınınkinehiç benzemez . ( IV ) Bu açıdan bakılırsa , Türk romanının , gerek öz gerek biçim bakımından Batı romanından farklı özellikler taşıması kaçınılmazdır .(V ) Bu gerçeğin eleştirmenlerce göz ardı edilmemesi gerekir .
Bu parçada “ anlatılmak isteneni içeren en genel yargı “ numaralanmış cümlelerden
Hangisidir ?
A) I B) II C) III D) IV E) V